17 Ocak 2012 Salı

eskiler...

zaman ne kadarda acımasız yahuu...

daha dün gibi hatırladığım zamanlar aslında dünden ne kadar da uzakta kalmış. Eski bir arkadaşımın( ki bence eski arkadaş kavramı olmaz, eskilerden arkadaş olmaz) ''senin deneme amaçlı açtığın bir blogun vardı'' demesi üstünde kurcalama zahmetinde bulunduğum ve zamanın benimle ne kadar oynadığını farketmeme sebep olan blogum...

yazılacak ne çok şey vardı o zamanlar, kelimeler içimize sığmazdı, şimdilerde ise ağzımdan çıkmaz oldular. sanırım yaşlanıyoruz ya da ruhlarımız eskiyor...

söylemek lazım arada, saklandığı yerden çıkartmak lazım kelimeleri, duyurmak lazım içimizde ki duyguları en uzaklara...

nede olsa zaman kısa, zaman acımasız...

29 Kasım 2010 Pazartesi

yeniden merhaba...

Bir blogum vardı benim buralarda (: uzun zamandır dönüp bakmadığım ama benim ilk gözağrım, acemiliğim, ve çok az yazı içeren bir blog...

Yeni yıla az bir zaman kala gözüme takılan, nedense bu aralar birşeyler mi karalasam dediğim zamanda aklıma gelen blogum ...

Zamanın hızına yetişemediğim, ve yaşanılan olaylara birer anlam yüklemekte zorlandığım yılın şu son zamanlarında yeni yılın günlerini daha bir heyecanla bekler oldum. Yeni hazırlıklar, yeni heyecanlar, yeni deneyimler, yeni maceralar kısacası yaşanılacak ve şimdiden kestiremediğimiz tüm yenilikler... hepsine çakralarım açık (:

Umudumun kaybolduğu şu zamanda umudumu bulma umudumu hala içimde taşıyorum sanırım....

2 Ocak 2009 Cuma

ilk iş günü

Yeni yılda, yeni başlangıçlar, küçük heyecanlar ...... 2009 galiba gelirken yanında şansı da getirdi, ben ve derya için ( : Yeni yılın ilk günlerine yeni bir macera, yeni insanlar yeni bir çevre ile başladık.Amatör olarak başlangıcını gerçekleştirdiğimiz ama belki de ilerde büyük başarıların temeli olabilcek bir maceraya atıldık. Bugün ilk iş günümüzdü. Ortama yabancılaşma duygusunu yoğun yaşadığımız ilk yarım saatin sonunda üstlerimiz bizi sıcak ortamlarına dahil ederek önyargı ile yaklaştığımız tabularımızı kısa zaman da yıktı Büyük ve boş bir masaya oturmakla başladığımız ilk iş gününde 'Mahasti' hocamızı cok andık .Freehand programının bilinen ama uygulanmakta zorluk çektiren yönlerini keşfettik(5 saat sürse de):
ilk iş günümüz güzeldi. hep böyle gitmesi dileğimle... ( :

31 Aralık 2008 Çarşamba

2009 da geldi ( :


takvim yaprakları teker teker koptu ve bir yılı daha geride bırakarak sona erdi. Bu son gün tüm insanların içini bı umut gelecek yıldan beklentiler sardı. yeni yılı karşılamak için sabahtan alışverişler yapıldı. sofralar hazırlandı. 2008' i mutlu bir gece ile tamamlamak için gün boyu bir koşuşturmaca yaşandı. ki bu koşuştuma içinde bende gün boyu çok yoruldum galiba 2009'u çalan müzikle eşliğinde masa başında uyukluyarak karşılıycam :) şaka bir yana gelen yılın herkese sağlık mutluluk sizi seven insanlarla birlikte geçmesi dileğiyleee .


Ceren ŞAHİN

neden NİMET ABLA?


2009 yılına 2 gün kala yeni yıla yüklenen umutlardan biride süphesiz milli piyonga biletinden çıkan büyük ikramiye ile yapılıcaklardır. Ne kadar çıkacağından çok çıknca neler yaparım düşüncesi sarınca insanı soluğu hemen bir piyongo bayiinde alıyor tıpkı bugün annem ve benim sabahtan Eminönü Nimet Abla gişesinin önünde lapa lapa yağan kara aldırmadan saatlerce beklememiz gibi ( : Tercihimiz neden normal bir bayii değil de Eminönü Nimet Abla diye şöyle bır düşnünce Nimet Abla'nin piyongo biletlerinin tarinde uğurlu el kabul edildiği inancının herkes gibi bizimde içimizde olduğunu göryüyorum. Peki bu inancın kaynağı nedir? Neden Nimet Abla ?
NİMET ABLA
Annesinin adı Sıdıka Babasının adı Raşit olan Nimet Abla 1899 yılında İstanbul' da dünyaya gelmiş olup asli ismi MELEK NİMET ÖZDEN'dir Eşi İsmail Beyin 1928 yılında Eminönü Yeni cami önündeki meydanda tütüncü ve sarraflık dükkanında müşterilerine Türk Tayyare Cemiyetinin çıkardığı piyango biletlerini satmaya başlamasıyla Nimet Abla'nın ilk biletçilik temelleri atılmış olur. Eşi İsmail Bey Tayyare piyango biletlerinin ser bayisi olarak biletleri, tanıtmak maksadıyla küçük esnaflara dağıtır. Satılan biletlerin paralarını tahsil edemeyince işletmesi büyük zarara uğrar ve kapatma noktasını getirir. Bu zor günlerde işin başına geçen Nimet Abla Türk Tayyare Cemiyetinin müdürü Merhum Fikret Bey ile görüşüp cemiyetin bir numaralı bayilik anlaşmasını yapar . 1931 yılının yılbaşında satmış olduğu biletlerden 100 Bin lira büyük ikramiye kazanılması onun uğruna inananların sayısını her geçen gün daha artırmış ve o zamanın en çok tirajı olan İkbal ,Tasvir ve Efkar gazetelerinin birinci sayfalarında Nimet Abla'nın talihliye 100 adet mor bin liralıkları sayarak teslim ederken çekilen fotoğraflarının ve röportajlarının yayınlanmasını ardından ve“Talih Nimet Abla ‘dan doğuyor” inancını yüreklerine yerleştiren sadece İstanbul halkı değildi. Artık Türkiye'nin çeşitli illerinden gelip Nimet Abla gişesinden bilet almaya başlamışlardır. 1938 yılında zamanın valisi ve belediye başkanı merhum Lütfü Kırdar' ın Eminönü meydanının genişletilmesiyle ilgili başlayan istimlâk çalışması nedeniyle şimdiki yerine taşınmıştır . İşlerin çok olmasından dolayı gece gündüz kar,kış demeden çalışan Nimet abla gerektiğinde evine gitmez dükkanın üst katında yatardı . Satmış olduğu biletlerden çıkan büyük ikramiyeleri gazetelerde yayınlatır ve işyerine asarak reklâmını yapardı. Sattığı biletlerden insanları zengin ve mutlu etmek ona büyük haz ve mutluluk verirdi. İlki 36 yaşında olmak üzere defalarca Hacca giden Nimet Abla ATATÜRK hayranı olup “Onun sayesinde bu günlerimizi yaşıyoruz derdi” ilke ve inkılâplarına verdiği değere olan inancının bir saygısı olarak her yıl ATA' ya mevlit okuttururdu. İnançlarına bağlı olan Nimet Abla ilk Türk iş kadınları arasında yerini almış ve piyango tarihine damgasını vurmuştur. 1963 yılının Ağustos ayında Esentepe' de kendi adını vermiş olduğu bir cami inşaatına başladı ve 1970 yılında biten camiyi hizmete açtı. İç tasarımı 1980 yılında tamamlanmıştır . Bu camiye bir gelir kaynağı elde etmesi için 1971 yılında boğazdaki villasını satarak Hacı Nimet ismiyle bir vakıf kurmuş ve tüm gayrimenkullarını vakfa bağışlamıştır. Bugün bu vakıfta gayrimenkul irad geliriyle 200 kadar çocuk çeşitli okullarda eğitim görmektedirler . Yetmişli yıların başlarına kadar işinin başına gidip şans dağıtmaya çalışan Nimet Abla hastalanıp felç geçirince sevgili müşterilerinden uzak kalır. Bir müddet ferçli yaşayan Nimet Abla 28 Temmuz 1978 yılında vefat ettiğinde İstanbul ünlü simalarından birini daha kaybetmiş olur . Evet Nimet Abla ebedi âleme çoktan göçtü,ama “onu uğurlu eli” hâlâ Bahçekapı Eminönü Meydanı , Bakırköy İstanbul Caddesi ve Sirkeci Ankara Caddesindeki gişelerinde umut dağıtmaya devam ediyor.Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen ve Avrupa' nın muhtelif yerlerinde çalışan insanlarımız onu hâlâ canlı tutuyorlar.
UMUTLARIMIZIN GERÇEK OLMASI DİLEĞİYLE ( :

26 Aralık 2008 Cuma

Karınca Kito




Mahkumun biri, yalnız kaldığı hücre içinde bir karınca ile arkadaşlık yapar. Kito adını verdiği bu karınca zaman içerisinde adamın talimatlarına göre hareket eder hatta takla atmayı bile öğrenir.Mahkum, insanların Kito'ya hayran kalacağını ve göreceği büyük ilgi sayesinde zengin olacağının hayalini kurmaktadır. Hapisten tahliye olduğu gün Kito'yu kibrit kutusunun içine koyarak bir kafeteryaya gider. Amacı insanların Kito'ya nasıl tepki vereceğini test etmektir.
Karıncayı kibrit kutusundan çıkaran eski mahkum garsonu çağırır. Amacı garsona Kito'nun marifetlerini göstermektir. Garsona "Masanın üstünde duran şu karıncayı görüyor musun?" diye sorar sormaz, garson elindeki bezle karıncayı alır ve "Afedersiniz beyefendi" diyerek Kito'yu öldürür.

kıssadan hisse :Her kişinin kendine ait değerleri ve inançları vardır. Bir kişi için çok önemli olan bir olay diğeri için pek de önemli olmayabilir. Kişileri kendi inanç sistemimize göre değerlendirirsek sorunlarla karşılaşabiliriz. Yapmamız gereken kişilerin inanç ve değerlerine saygılı olmak ve ilişkilerimizde kendimizi onların yerine koyarak hareket etmektir

25 Aralık 2008 Perşembe

alanis morissette - uninvited

uninvited

like anyone would be

i am flattered by your fascination with me

like any hot-blooded woman i have

simply wanted an object to crave

but you, you're not allowed

you're uninvited an unfortunate slight

must be strangely exciting

to watch the stoic squirm

must be somewhat heartening

to watch them burn me, shepherd

but you you're not allowed

you're uninvited

an unfortunate slight

like any uncharted territory

i must seem greatly intriguing

you speak of my love like

you have experienced love like mine before

but this is not allowed

you're uninvited

an unfortunate slight

i don't think you unworthy

i need a moment to deliberate.

(city of angels)